Grup Konusu:Roma Sanatı
Grup Lideri: Zeynep Ayata
Grup Üyeleri:Hasancan Üstünel,Didem Üstünel
Yaklaşık M.Ö. 100 yılından M.S.300’e hatta Geç Antik dönem de sayılırsa M.S. 500’e dek devam eden, İtalya’dan başlayarak tüm Akdeniz’e yayılan sanattır. Roma sanatı Yunan sanatının bir devamı, taklitçisi ya da yozlaşması biçiminde değerlendirilmiştir. * Mimaride Yunan mimarisini geliştirerek yeni taşıyıcı sistemler kullanmışlardır. * Heykelde portre alanında önemli ve gerçekçi görünen eserler vermişlerdir. * Heykellerinin konusu, Yunan heykellerinin taklidi ve yunan mitolojisidir. * Duvar resmi, mozaik ve ahşap pano üzerine bir tür tablo resmi yapmışlardır. * Sanatçılar perspektif ve mekana önem vermişlerdir. Roma’nın sanat alanındaki en önemli katkısının mimarlıkta olduğu söylenebilir. Milat yıllarına gelinene dek büyük ölçüde Etrüks etkileriyle gelişen Roma mimarlığı M.S. 1. yy içinde yeni bir yönelim içine girmiştir. Yeni yapı biçimleri oluşturmuşlar, yeni taşıyıcı sistemler geliştirmişler ve yeni malzemeler kullanan Roma mimarları Yunan mimarlığının hemen hemen tek bir yapı tipinden (tapınaktan) ibaret olan yapı repertuarını geliştirmişlerdir. Yunan Agorası daha da geliştirilerek Roma kentlerinin merkezlerinde yer alan ve çevresi önemli kamusal yapılarla kuşatılmış Forum şeklini almış amfi tiyatrolar ve hamamlar yapılmıştır. Özellikle geliştirdikleri yeni planlar ve strüktürler (kemer, tonoz, kubbe gibi taşıyıcı sistemler) ileriki yüzyıllarda da izlenecek bir tutumun ilk örnekleri olmuştur. Tümüyle yeni yapı türleri oluşturmanın dışında Yunandan alınan tiyatro gibi bazı yapılarda yeni bir plan şemasına kavuşmuşlardır. Heykelde Roma özellikle portre alanında önemli ürünler vermiştir. Roma portreleri gerçekçilikleriyle Yunan sanatından ayrılırlar. Diğer heykel ürünlerinde ise Roma heykelcileri Yunan kopyaları üretmenin ötesinde pek az ürün vermiştir karşılık Roma rölyefleri özgün eserler olarak değerlendirilebilir. Roma resim sanatının örnekleri olarak ancak duvar resimleri ve mozaikler gelebilmiştir. Ahşap panolar üzerine bir tür tablo yapıldığı bilinmesine rağmen çağımıza ulaşabilen bu tür bir resim yoktur. Öteki örneklerde ise (duvar resmi ve mozaikler) mimari çevre betimlemeleri, peyzajlar, mitolojik sahnelere ve günlük yaşam sahnelerine dek her tür konunun genellikle gerçekçi bir tutumla işlendiği görülür. Roma resim sanatı hakkındaki bilgiler daha çok evlerden ve mezarlardan ediniliyor. Roma resimlerinde figürlü panolar, figürlü-figürsüz manzaralar, natürmortlar (cansız doğa resimleri) ve portreler yer alır. Bu resimlerin kaynaklarının Roma heykelinde olduğu gibi çoğunlukla eski yunan resimlerinde olduğu bilinmektedir. Fakat Roma’da uygulanışları, teknikleri ve perspektif kuralları Roma sanatına özgüdür. Roma sanatı genelde her alanda Yunan sanatından etkilenmiş ve Yunan sanatını taklit işine girişmiş;ancak bunu yaparken kendi niteliklerini de yansıtabilmiştir. Günümüze gelemeyen Yunan heykelleri Romalı sanatçıların taklitleriyle günümüze ulaşmıştır. Yalnız bir farkla, Roma sanatı özellikle portre alanında önemli bir ayrıcalığa sahip olduğu şüphesizdir. Resim sanatında figürler Yunan kaynaklı olmasına rağmen kompozisyondaki düzene Roma anlayışı egemen olmuştur. Romalı ressamlar perspektif ve mekan sorunlarıyla çok yakından ilgiliydiler. Bu bakımdan resimlerdeki derinlik izlenimleri onların bir buluşu sayılabilir. Çizgi ve hava perspektifi yönünden bütün sorunları çözümledikleri söylenemese de, mekan hayalini ustaca kurguladıkları kuşkusuzdur. Roma sanatçıları kendilerine özgü ışık gölge dağılımlarıyla belirlenmiş Empresyonist bir üslup sergileyen, figürlerde ansal ifadelerin yer aldığı özgün eserler yapmışlardır. Küller altındaki Pompei’nin gün ışığına çıkarılması neticesinde Roma resmi hakkında önemli bilgiler edinilmiştir. Bazı resimlerde açık seçik, kesin çizgi ve renk Klasizmine bir dönüş gözlenir. Sonrasındaki resimlerde ise Empresyonist eğilimler karşımıza çıkar. Mozaik resim ve süsleme geleneği Roma resim sanatı ile bağıntılıdır. Örneklerine Pompei’de rastladığımız örnekler küp biçiminde renkli küçük taşların dizilmesiyle yapılmış ve bu teknikle de Yunan resimleri kopya edilmiştir. Mozaik resimlerinin en ünlüsü M.Ö. 4. yy’da yapılmış bir Yunan resminin kopyası olduğu tahmin edilen ve Pompei’de bulunan İskender mozaiğidir. M.S. 2. ve 3. yy’larda mozaik sanatında göz yanıltıcı perspektifle yapılmış manzaraların yanı sıra geometrik düzenler arasına serpiştirilmiş figürler ve süsleme motifleri yaygındır. M.S. 4. ve 5. yy’lara kadar uzanan geç roma devrinde ise figürlerin kaynaştığı büyük düzenler meydana getirilmiştir. Roma mozaik sanatı erken Hıristiyan ve Bizans sanatını da etkileyerek çok kullanılan bir tekniğinde öncülüğünü yapmıştır. Roma mozaik sanatının zengin örneklerine Hatay’daki Antakya müzesinde görmek mümkündür. Bu örneklerde genellikle mitolojik konular ve av sahneleri betimlenmiştir.

Arkadaşlar elinize sağlık katedrallere deginebilirdiniz .Romanesk sanati deyince akla ilk gelen kiliseler,kalın taş duvarları,masif kulelerve heybetli gorunumleriyle kimi zaman bir satoyu animsatirlar .Bu sebeple kiliseler donemin sanat hareketlerinintakip edilebildigi en önemli eserlerdir.
YanıtlaSilRoman uslubunun önemli eserlerinden birkaçı:Tournai Katedrali(Belçika),Murbach Benediktin Kilisesi (Fransa) ve Saint Trophime Kilisesi'dir (Fransa).
MİMARİ
YanıtlaSilRoma mimarisi, Roma kültürünü bütün ayrıntıları ile içine alır. Kültür, anıtsal mimariye bağlanınca, devlet de kişilerin başarılarına bağlı devletlerden ayrılır. Biz buna benzer devlete ve teşkilatı Osmanlılarda görmekteyiz.
Roma sanatının temeli mimaride yatar. Heykel alanındaki sanatçıların aksine, mimarlar genellikle Romalı idiler. Bu bakımdan Roma mimarisi, Romalıların görüş ve iradesinin tipik bir şekilde biçimlendirir(Turani, 1995,s.186)
Romalıların hafif ahşap çatı örtüsü yerine, büyük açıklıkların üzerini örten kagir tonoz ve kubbeyi tercih etmeleri,ağır taşıyıcı duvarların önemini arttırmıştır. Bu nedenle sütunlar daha çok dekoratif amaçlarla kullanılmıştır.
Onların taş ya da tuğlaları bağlamada harç kullanmış olmaları, büyük yapıların gelişmesini sağlamıştır. Taş, tuğla kırıkları ve kireçle karışık sıvı harçtan meydana getirdikleri bu betona horasan denir.
Tapınaklar :
YanıtlaSilEtrüsk tapınaklarının etkisi altında yapılan Roma tapınaklarının bazıları da Yunan tapınaklarına benzemektedir. Roma tapınağını Yunan tapınağından farklı kılan husus, Romalıların merdiven sütunları binanın ön cephesine yapmış olmalarıdır. Ayrıca, Yunan tapınakları bağımsız olarak yapılırken, Roma tapınakları, çoğunlukla kutsal mekanların bir ünitesi şeklinde inşa edilmiştir.
Roma sütun başlıkları ve taşıdıkları saçaklar Korint düzenindedir
.
Romalıların egemen olduğu dönemde Anadolu’ da yapılan tapınaklar, yine Yunan tarzında inşa edilmiş, Roma tarzı benimsenmemiştir.
ANADOLU ROMA DÖNEMİ TAPINAKLARINDAN ÖRNEKLER:
YanıtlaSilANKARA- Augustus Tapınağı
YALVAÇ’ daki Tapınak
MİLAS’ taki Tapınak
EFES’ teki- Domitianus Tapınağı
SİLİFKE’ deki Tapınak
Euromos’ daki Tapınak
ÇAVDARHİSAR- Aizanoi Zeus Tapınağı
Konut(Ev ) :
YanıtlaSilRoma aile yaşantısı ile birlikte Roma evi planı gelişmiştir. Eski İtalya evi megaron tipine benzer dörtgen plandadır; bunun yanı sıra daire ve oval plana da rastlanır. Bu eski evler, Orta İtalya ve Po Ovası’ nın doğu bölgelerindeki Demir çağı kültürlerinden olan Villanova kültürlerine ait kalıntılardan tanınır. Sanat ansiklopedisi, Cilt:4 s.471)
Romalılarda saray, villa, yüksek katlı ya da tek kat ev tipleri geniş kentlerin ana dokusunu meydana getirir. M.S. 1. yy. dan başlayarak apartman tipi evler yapılmaya başlanmıştır.
Forum :
YanıtlaSilEn genel tanımı ile halkın toplandığı ve çeşitli işlerin görüşüldüğü açık bir meydan, diğer bir tanımı ise Pazar yeridir. Yunan agorasına karşılık Roma’ da forum gelişmektedir. Forumu çevreleyen portikler, tapınak, özel ve resmi yapılar, anıtsal mimari içinde ayrı bir konudur. En eski örneklerinden biri olan Pompei forumundan İS 2. yüzyılda eksenlere bağlanmış ve simetrik plandaki Traianus forumuna ulaşılmıştır.
(Sanat ansiklopedisi, Cilt:4 s.471)
Stadium :
Atletik oyunların ve yarışmaların yapıldığı uzun amfiteatr biçimindeki yapılardır.
Batı Anadolu’ da Afrodisias ve Antalya çevresinde bulunan Perge (M.ö. 2.yy. )en iyi korunabilen örnekler arasındadır.
bilgileriniz için teşekkür ederim arkadaşlar :)
YanıtlaSilbilgileriniz için teşekkür ederim arkadaşlar :)
YanıtlaSilHEYKEL
YanıtlaSilRomalılar heykelcilikte büyük ölçüde Yunanlıları taklit etmişlerdir. Özellikle İmparatorluk devrinde mimari cephelerin tasarımı heykelle birlikte düşünülmüş, böyle olunca da heykel üretimi artmıştır.
Romalılar kendilerine özgü eserleri, portre ve tarihi kabartma konusunda vermişlerdir. Yunanlılarla Romalılar arasındaki en büyük fark, Yunan heykellerinde daha çok mitolojik konular işlenirken, Romalıların yaptıkları heykellerde günlük hayata karışan kimselere çok değer vermiş olmasıdır. Bunun sebebi, iki toplum arasındaki dini anlatışın farklılığına dayanır. Onun için Roma portrelerinde gerçekçi bir tutum izlenir.
Romalılar zamanında yapılan kabartma heykellerde hayal gücüne de yer verilirdi. Bunların kolaylıkla anlaşılması için de değişmeyen bazı formüller kullanılmaktaydı. Özellikle Greko-Romen kültürle, yerli ve bölgesel kültürlerin birbirini etkilediği örneklerde görülen canlılık, kalite pek üstün olmasa bile, hemen dikkati çekerdi. Tanrılara ithaf etmek için, üzerinde büst ya da tam boy tanrı figürleri bulunan ve genellikle dikdörtgen şekilli ve düz plaka ya da altarlar yapımına imparatorluğun her yerinde
5-
rastlanıyordu. Bunlar; Jupiter, Juno, Minerva, Apollon ve öteki Panthenon tanrılarından birisi olabileceği gibi, Sriye çöllerinin uzun pantolonlu
tanrıları, Trakya’nın atçı ikizleri ya da Roma devrindeki İngiltere’nin üç anası gibi yerel tanrılarda olabilirdi. Birkaç tapınağın kabartma heykellerinde ise, ki bunların başında Roma yönetimi altındaki Bath’in Sulis Minerva tapınağı alınlığında görülen zafer tanrıçaları ile garip şekilli Medusa figürü gelir, Romalı’dan çok bir Kelt havası sezilir” (Colledge, 1982, s.42).
Romalıları pratik zekalı, teşkilatçı ve mimar olarak görüyoruz. Savaş ve mücadele onlar için kudret ve zenginliği arttırmak için bir araçtı. Askerlik de Greklerin atletizmi gibi bir yaşayış biçimi değil, bir meslekti. Bu bakımdan, Roma heykellerinde, insan vücudunun ideal güzelliği konusunda bir endişeye rastlanmıyor” (Turani, 1995, s.196-197).
Anadolu’ nun Roma yerleşmelerindeki arkeolojik kazılar sonucunda pek çok heykel ve heykel parçası gün ışığına çıkarılmakta ve bunların pek çoğunda İ.Ö. 5. yy da Helenistik çağ orijinallerinin kopyaları ayrıca Roma imparator ve ailelerinin portre heykellerinin çeşitli kopyalarından da tanınabilmektedir.(Sanat ansiklopedisi, Cilt:4 s.480)
Resim
YanıtlaSilHellenizmi kendine miras olarak alan Roma uygarlığının resim sanatına gelince; tamamıyla Yunan resim sanatını tekrarlar. Sıva üzerine yapılan duvar resimleri günümüze kadar gelebilmiştir. Pompei’deki yanardağ kalıntıları kaldırıldığı zaman, duvarları bütünüyle resimle kaplı konutlar ortaya çıkmıştır. Bu sahneler, çoğun din ve mitolojiyle ilgilidir. Perspektif yoktur. Buna rağmen figür oranları doğal hallerinde verilmiştir. Yine renkler çeşitli değildir. Bir esas renk vardır, diğer renkleşmeler de bu rengin valörleşmesiyle elde edilmiştir. Çizginin ön planda olmasına, hacimlerin, özellikle kumaş kıvrımlarının verilmesine dikkat edildiği halde, desenler çok basittir. Daima bir konuya yönelen Roma resim sanatı, natürmort türü resimlere de yer vermiştir. Roma resim sanatının, özellikle Bizans resim sanatıyla kuvvetli ilişkisi olduğunu burada hatırlatmak da gerekiyor. Roma resim sanatında, hem fresko hem de mozaik kullanılmıştır. Roma mozayikleri, daha çok döşeme mozayiği şeklindedir. Roma resim sanatının en güzel örnekleri Pompei’de bulunmuştur. M.Ö II ile M.S I. Yy da görülen Pompei resimleri dört üslupta kendini belli eder.
1. Renkli boyalarla, duvarlar mermer kaplanmışçasına taklit edilmiştir.
2. Derinliği olan mimari formların kullanılmıştır. Mitolojik sahneler, kahramanlık hikayeleri, mimarisine uyan mimari fon içinde bulunmaktadır.
3. Mimari bezeme daha da artmış, adeta bir üslup halini almıştır.
6-
4. Tablo ile mimari arasında ayrılık gözetilmemiş, fantaziyi de aşan, gerçek dışı bir süsleme hakim olmuştur.
Bir başka ilginç Roma şehri de Mezopotamya’da bulunan Dura Europos’tur. Buradaki resimler Hristiyanlıkla ilgili değil, başka dinlerle ilgilidir. Eski Babil inançlarıyla ilgili resimler de vardır. Doğu kıyafetlerine sahip bir grup insan figürü cepheden resmedilmiş olarak gösterilmiştir. İki boyutlu bir düzen hakimdir. Bu düzen, Roma resim sanatına ters bir düzendir.
Hellenizm ile Mısır’da bir resim akımı meydana getirilmiştir. Bunun ismi Fayum resimleridir. Bunlar M.S II.yüzyıla aittirler. Ölü resimleridir. Tabutun üzerine, ölenin resminin yapılıp konulması geleneğinin bu resimler üzerinde oldukça fazla etkisi vardır. Bu resim sanatında yaratılan portrecilik karakteri ileri bir düzeydedir. ( Coşan, 2007, s.11)
Mimari, heykel, resim ve mozaikler dışında, Roma’ nın egemen oluğu geniş sahalar içerisinde daha birçok uygulamalı el sanatları türünden faaliyetlerde bulunulmuş, sayısız eserler yapılmıştır.
Sütunlu Caddeler :
YanıtlaSilRoma mimarisinin kentleşme içinde ortaya koyduğu yeniliklerden birisi de sütunlu caddelerdir. Sütunlu caddelerin en güzel örneklerine Roma’da değil, fakat Doğu eyaletlerinde rastlanır. Anadolu’dan başka Kuzey Suriye ve Kuzey Afrika Roma yerleşmelerinde bu caddeler görülür.
- Roma mimarisinin en önemli yeniliklerinden birisi, oldukça etkileyici bir görünümü olan kemer (zafer takı) ile kemerli sütunları geliştirmiş olmasıdır. Kemerlerin sıra halinde kullanışı Roma anıtlarına tamamen özgün bir dış görünüm kazandırmıştır. Özellikle önyüzlerde etkilerinden ötürü kemerli sütunlar, Aspendos tiyatrosu gibi yapılarda önemli bir yer tutmakta idiler” (Akurgal, 1987, s.221)
Su Kemerleri :
YanıtlaSilSu kemerleri çok cesaretle yapılmış ve bazen üç kat olarak inşa edilmiş olan kemerleri ve bunların güzellikleri itibariyle Roma sanatı tarihinde yer alan eserlerdir. örneğin; İstanbul’daki Bozdoğan kemeri gibi.
( Esad Erseven, 1993,s.1686 )
Bazilikalar :
YanıtlaSilBazilikalar şekilleri itibariyle Romalıların icadı olmadıkları halde Romalıların hayatında mühim bir mevki işgal ederler ( Esad Erseven, 1993,s.1686 )
Roma bazilikası çok çeşitli amaçlarla, fakat çoğu zaman halk ile ilgili işler için kullanılmıştır. Alış veriş yapıldığı çarşılar ve hukukla ilgili işlerin görüldüğü mahkemeler yapıların içinde kurulurdu.(Sanat ansiklopedisi, Cilt:4 s.471)
Roman sanatının genel özellikleri şunlardır:
YanıtlaSil? Bu dönem sanatı tamamen dinin etkisinde gelişmiştir.
? En önemli yapı tipi kilise ve katedrallerdir. Katedral, bir kentin büyük kilisesidir.
? Yapılarda Latin haçı bazilikal plan uygulanmıştır.
? Katedral ve kiliseler genellikle üç netlidir. Orta nef, yan netlerden daha geniş ve yüksektir. Roman katedrallerinde, kilise korosunun yer aldığı koro bölümünün altına kripta denilen yer altı mezarı eklenmiştir.
? Yapılar içten çapraz tonoz, dıştan sivri çatı ile örtülüdür.
? Yapılarda netleri birbirinden ayıran payeler ve sütunlar oldukça kalındır, küp biçimli başlıkları vardır.
? Kesme taş kullanılan yapıların dış cephelerinde köşeli ya da yuvarlak çan kuleleri yer alır.
? Kilise ve katedrallere eklenen yüksek çan kuleleri, tanrıya ulaşma düşüncesinden doğmuştur.
? Yapıların içinde ve dışında kullanılan yuvarlak kemerler, özellikle dış cephelerde hareketliliği ve planın anlaşılmasını sağlar.
? Yapılarda malzeme olarak özenle işlenmiş kesme taş kullanılmıştır.
? Roman kilisesinde, kubbe ve tonozların ağırlığını taşımak için kalın duvarlar yapılmıştır. Bu nedenle duvarlarda büyük pencere yerine, küçük pencereler açılmıştır.