Grup Konusu: Barok Sanatı
Grup Lideri: Münevver Merve AKIN
Grup Üyeleri: Fatma BOZ, Filiz YARDIMCI, Mehtap ULUDAĞ, İsmail AKSU
Barok Sanatı
Maniyerizm’den sonra ortaya çıkan Barok Sanatı 16. Yüzyılın sonlarına doğru İtalya’da doğmuştur. Bu akım 18. Yüzyılın başında ise tüm İtalya’ya ve birçok Avrupa ülkesine yayılmıştır. Rönesansta dengeli olan görünüm Barokta bozulmuştur ve anlatım oldukça abartılıdır. Ayrıca Barokta gösteriş ve heyecan vardır. Bunun sonucunda da ortaya gösterişli mimari yapılar ve duygu yüklü eserler çıkmıştır. Bu akımın bilinen en önemli özellikleri görkem, aşırılık ve heyecandır.
Barok sanat akımı özellikle mimaride, heykelcilikte ve resimde görülmektedir.
Barok Resim Sanatı
Barok resim sanatında sıkça işlenen konular arasında azizlerin yaşamı, mitolojik konular, ailelerin tarihi ve kahramanlık öyküleri yer alır. Ayrıca barok sanatında manzaralar ve natürmort ile tek ya da grup portreleri de ön plandadır. Barok resim sanatının ayırt edici özelliklerinden birisi de kuvvetli gelen ışığın yüzeyde gölgeler oluşturacak şekilde yansımasıdır. Bunun sonucunda ise resimdeki duygu ve hareket güçlenir. Bu sanatın önde gelen ressamları arasında Caravaggio(İtalya), Velazquez(İspanya), Rubens(Belgium), Lorrain(Fransa) ve Rembrant(Hollanda) sayılabilir.
En önemli Barok Resim Sanatı Eserleri aşağıdaki gibidir:
• Valezquez – Yumurta Pişiren Yaşlı Kadın
• Tiepolo – Palazzo Labia’daki Kleopatra’nın Ziyafeti
• Jacob Van Ruisdael – Wijk Bij Duurstede’deki Yel Değirmeni
Barok Mimari
Barok sanat akımı mimarlık alanında da ön plana çıkmıştır. Barok sanatının Roma’da doğduğu varsayılır ve İtalya’daki barok sanatının en güçlü mimarları Francesco Borromini ile Lorenzo Bernini’dir. Bu mimarların ardından ise Pietro Berettini Da Cortona, Guarino Guarini ve Baldassare Longhena gelmektedir. Barok mimari sanatının yayıldığı diğer ülkeler ise Fransa, İspanya, Almanya, Polonya, Avurturya, Rusya ve Çekoslavakya’dır.
Barok mimarisinin en önemli özellikleri şöyledir:
• Renkler ve süsler çok yoğun kullanılmaktadır.
• Görkemli heykeller, fıskiyeli havuzlar, muazzam salonlar, mükemmel duvar işlemeleri, tamamlanmamış mimari öğeler, geniş skalalı tavan freskleri barok mimaride yer alan ana unsurlardır.
• Yumuşak olan gotik tarz tamamen reddedilmektedir.
• Düz hatlar yerine yuvarlak hatlar kullanılmaktadır.
• Sarayların ve diğer büyük yapıların cephelerine çok önem verilmektedir.
Barok döneme ait en önemli mimari yapılar aşağıdaki gibidir:
• Palais du Luxemburg
Barok Dönemi Heykelciliği
Bu dönemde hem resim hem heykelde insanların iç dünyasını ve ruh halini aksettirmek ön plandadır. Heykellerdeki kahramanlarda tıpkı resimlerdeki kahramanlarda olduğu gibi çirkine pek yer verilmez. Bunun yanında barok dönemi heykelciliğinin özellikleri ülkeden ülkeye de bir takım değişiklikler göstermektedir.
Ülkeden ülkeye değişen bazı özelliklere karşın bu dönemde yapılan heykellerin karakteristik özellikleri şunlardır:
• Tam gerçekçilik
• Büyük ölçüde resimli etkiler
• Teknik üstünlük
Yine İtalya’dan örnek verecek olursak, bu alanda bir deha olan Bernini’den bahsetmemek olmaz. Bernini hem heykeltıraş hem mimardır ancak mimari eserleri de adeta heykellerini vurgulama özelliği taşımaktadır. Bunun en güzel örneği ise Vatikan’da yer alan sütunlardır.
Barok Sanatı Hakkında Bilinmesi Gerekenler
• Barok kelimesi Portekizce Barucco’dan gelmektedir. Barucco ise düzensiz incilere verilen isimdir.
• Barok sanatı özellikle Roma’da yer alan kiliselerde, Avrupa’daki saraylarda ve şatolarda etkisini göstermiştir.
• Barok resim sanatında vücut adalelere ve damarlara kadar gösterilmektedir.
• Yine barok resimde durgun yüz ifadeleri yerini hisli ve neşeli, bazen de ıstıraplı ifadelere bırakır.
• Avrupa ile temasların artması sonunda Osmanlı’da da Barok tarzının etkileri görülmeye başlamıştır. Ancak bizim sanatçılarımızın da yorumlarıyla beraber batıdakinden daha farklı eserler ve yapılar ortaya çıkmıştır. İstanbul’da yer alan barok mimarisi eserlerinden bazıları Nuruosmaniye, Ortaköy ve Laleli camileri ile Selimiye Kışlası’dır.
• Katolik ülkelerde veba salgınının bittiğine şükretmek için yapılan Veba Sütunları da barok dönemi eserleri arasında yer almaktadır.
• Barok akımı aynı zamanda edebiyatta, dansta ve müzikte de etkilerini göstermiştir.
DÖNEM RESSAMLARINDAN;
YanıtlaSilCaravaggio’nun etkisi kısa zamanda tüm Avrupa’ya yayılmıştı. ıtalya’da eğitim gören pek çok sanatçı onun yolunu seçmiştir. Bunlara “Caravaggistler” denir. Avrupalı sanatçılar, ustanın az sayıda yapıtını göremese de dört bir yana yayılan Caravaggistler onun üslubunu tanıtıyorlardı. Fransız sanatçısı Georges dela Tour da bunlardan biridir. Aziz Sebastion’a Yas Tutan Azize Irene (Staatliches Museum, Berlin) adlı yapıtında Caravaggio’nun etkileri kolayca görülür. Tüm sahne azizenin tuttuğu çırayla aydınlatılmış bu yolla güçlü bir gölge-ışık karıştlığı yaratılmıştır. Figürlerin sağdan sola doğru kademeli olarak alçalışı da Caravaggio’nun ısa’nın Mezara Konuluşu adlı resmini anımsatmaktadır. Ne var ki, her güçlü sanatçı gibi Georges de la Tour da bu etkileri kendi ulusal ve kişisel sanat dünyası içinde eritip özümsemeyi bilmiş ve çok özgün yapıtlar ortaya koymuştur. De la Tour bir taşra sanatçısıydı, oyya yurttaşı Poussin ıtalya’da eğitim görmüş, Paris’te yaşamıştır. Sanatçı Aziz Erasmus’un şehit Edilişi (Vatikan Pinakothek) adlı yapıtında daha kalabalık bir kompozisyon içinde Caravaggio’nun bir başka özelliğinden, dramatik anlatım gücünden yararlanmıştır. Olayın en trajik anını işlemiş, ama bunu yüzde yüz kendine özgü bir üslupla yapmıştır.(3)
17. yüzyıl ıspanyol Baroğu’nun en ünlü ustası ise bir saray ressamı olan Velazquez’dir. Çağdaşları tarafından “büyücü” diye adlandırılan sanatçının tablolarına yakından bakınca kalın renk lekelerinden başka bir şey görülmüyordu. Ama tablodan üç adım uzaklaşıldığında her şey belirginlik kazanıyor, figür bu teknikle sağlanan büyüleyici bir renk ve ışık titreşimiyle canlanıyor, sanki soluk almaya başlıyordu. Bu özelliği en iyi gösteren örneklerden biri de Kralişe Mariana’nın Portresi’dir (Louvre, Paris).
Rubens de Barok çağın uluslararası üne sahip ressamlarının başında gelir. Yaşamı boyunca oradan oraya çağrılmış, ıspanya sarayından Anvers sarayına, oradan Fransa sarayına koımuş durmuştur. Binlerce yapıt vermiş verimli bir sanatçı olan Rubens, atölyesinde zamanın ünlü ustalarını çalıştırırdı. Taslakları kendi hazırlayıp gerisini onlara bırakır, sonunda bir kaç düzeltme yapıp imzasını atmaktan çekinmezdi. Anvers Katedrali için hazırladığı ısa’nın Çarmıhtan ındirilişi en tanınmış yapıtlarından biridir. ısa’nın aşağı doğru kayan vücudu onun anatomi bilgisini açıkça gösterir. Kalabalık kompozisyon, ışığın ustalıklı kullanımı ve başarılı hareket bağlantılarıyla organik bir bütünlüğe ulaşmakta, amaçlanan dramatik etki sağlanmaktadır. ıbrahim Peygamber’in Oğlunu Kurban Edişi adlı yapıtında ise figürlerin aşağıdan görünüşü seyircide şaşırtıcı bir etki uyandırır. Figürler sanki yanlardan ortaya doğru hızla dönen bir burgaç hareketinin içinde dönüp savrulmaktadır. Yine Rubens’in bir başka görkemli yapıtı ise Lanetlilerin Cehenneme Düşüşü’dür (Alte Pinakothek, Munich). Büyük kompozisyonların ressamı olan Rubens, ustalığını ve hayal gücünün zenginliğini en çok bu tip kompozisyonlarında dile getiriyordu. Bu yapıtında alevlerin kızıllaştırdığı ürpertici bir ortamda sayısız figürün salkım salkım cehennem kuyusuna yuvarlanışına tanık olunur. Değişik durumdaki her bir figür, ustanın insan anatomisini resmetmekteki başarısının bir başka belgesi gibidir.
Arkadaşlar bu adresten fotoğrafları bulabilirsiniz. Anlayışınız için TEŞEKKÜRLER
Silhttp://aslhanhn146.blogspot.com.tr/2011/05/barok-sanat-akm.html
Rembrandt renkten çok bir ışık ressamıdır. Birkaç rengin, kırmızı, sarı ve kahverenginin değişik tonlarıyla yetinmiştir. Kutsal Kitap’ta yer alan parasını har vurup harman savuran Müsrif Oğulun Baba Ocağına Dönüşü’nü (Hermitage, Leningrad) gösteren resminde, ailenin şefkatlı havası daha çok ışığın ve hareketin ifadeci kullanımıyla sağlanmıştır. Rembrandt’ın bir başka özelliği de dramatik olayları Caravaggio gibi en ıiddetli anında ele alıp ani bir etki sağlamaktan kaçınmasıdır. Peygamber Musa’nın Tanrı’dan aldığı on emri taşıyan tabletleri yere çalmak için kaldırışını gösteren resmi (Gemaldegalerie, Berlin) bu özelliği açıkça vurgular. ınançla dönen Musa’nın kavmini altın buzağıya tapınırken buluşu, onu büyük bir öfkeye ve umutsuzluğa düşürmüştü. Sanatçı burada öfkenin ıiddetinden çok umutsuzluğun içe işleyen acısını vermek istemiş, kalıcı etkiyi yeğlemiştir.
YanıtlaSilRembrandt aynı zamanda, belki de öncelikle erişilmez bir portre ressamıydı. Ünlü yapıtı Miğferli Adam’da* (Dahlem Gallery, Berlin) model olarak kardeşini resmetmişti. Ama bu sıradan bir asker portresinden öte, türlü deneyimlerle iç dünyasını zenginleştirmiş bir kişinin düşünceli anlatımı düzeyine ulaşmış bir portredir. Çelik yakalık ve miğferdeki altın yaldızın ışıltıları bu iç anlatıma daha bir güç katmaktadır. Rembrandt gençliğinden beri sık sık kendi portresini de yapmıştır. Bunların sayısı elli kadardır. Kendisini neden bu kadar çok betimlediği ve neyi amaçladığı sorularının yanıtı yanılmıyorsak kendini arıyordu Rembrandt. Yıl yıl, dönem dönem kendi iç dünyasını tanımaya, iç yaşamının bir çeşit günlüğünü tutmaya çalışıyordu anlaşılan..
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBarok mimarisi 16. ve 18. Yy.’ da gelişmiştir. Kiliselerde ve saraylarda kullanılan barok mimarisi, abartılı hacim ve dekorlar kullanılarak gücü temsil etmiştir. Tanrılar için kiliselerde, krallar için ise saraylarda barok mimarisi kullanılmıştır.
YanıtlaSilBarok üç dönemde incelenmiş olup bunlar; erken barok, yüksek barok ve geç baroktur. 2. Gesu kilisesi en erken barok döneminde yapılan yapıya örnek gösterilebilir.
Barok mimarisinin uygulandığı yapılar hangileridir?
- 2. Gesu kilisesi
- S. Susanna Kilisesi’nin Cephesi
- San Pietro Kilisesi’nin cephesi
- S. Carla al Corso Kilisesi kubbesi
S. Lorenzo Kilisesi
- Weingarten Manastırı kilisesi
-Versailles Aziz Louis Katedrali
-Schönbrunn Sarayı, Viyana
-Versailles Sarayı, Paris
-Palazzo Barberini, Roma
- San Carlo alle Quattro Fontane, Roma;
- Palazzo Pesaro, Venedik
- Palais du Luxembourg, Paris
- Dôme des Invalides, Paris
- Augsburger Rathaus; Augsburg
- Belvedere Sarayı, Viyana
Barok mimarisinin özellikleri nedir?
- Kiliselerde kimi zaman oval formlu ve daha geniş sahanlar kullanılmıştır.
- Tamamlanmamış veya kasten yarım bırakılmış mimari ögeler vardır.
- Işığın dramatik kullanımı uygulanmıştır.
- Süs ve renklerin zengin kullanımı vardır.
- Geniş skalalı tavan freskleri vardır.
- Sıklıkla dramatik bir merkezi projeksiyonla karakterize edilmiş harici cepheler yapılmıştır.
- İçeride resim, heykel ve uygun bir kabuk bulunur.
Türkiye’de bulunan barok mimarinin uygulandığı yapılar hangileridir?
YanıtlaSil1. Nuruosmaniye Cami
2. Ayazma Cami
3. Laleli Cami
4. Beylerbeyi Cami
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilarkadaşlar resım yok muydu eklesenız daha anlaşılır olurdu
YanıtlaSilArkadaşlar resim nasıl ekleniyor bilgisi olan varsa söyleyebilir mi
YanıtlaSilAnthony Van Dyck – Kutsal Aile Dinleniyor
YanıtlaSilhttp://www.nkfu.com/wp-content/uploads/2013/02/Anthony-van-Dyck-Bir-Aile.jpg
Bernini – Apollo’nun Daphneyi Kaçırması
YanıtlaSilhttps://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/1/19/Apollo_%26_Daphne_September_2a.jpg
Caravaggio – Aziz Thomas’ın şüphesi
YanıtlaSilhttp://3.bp.blogspot.com/-LDjqFqGIBnY/VIFwHJwgCyI/AAAAAAAACno/OOVIxl5nDkU/s1600/033%2BAziz%2BThomas'%C4%B1n%2B%C5%9E%C3%BCphecili%C4%9Fi%2BThe%2BIncredulity%2Bof%2BSaint%2BThomas%2B-%2BCaravaggio.jpg
Carracci – Kasap Dükkanı
YanıtlaSilhttp://www.tarihnotlari.com/wp-content/uploads/2011/12/kasap-dukkani-by-carracci.jpg
El Greco – Kont Orgaz’ın Cenazesi
YanıtlaSilhttp://img.rtvslo.si/_up/upload/2010/08/18/64717944_greco_pogreb2_show.jpg
Frans Hals – Toplu Portre
YanıtlaSilhttp://www.melissaweinman.com/uploads/3/8/1/8/38184323/2014297_orig.jpg
Guido Reni – Tesbihli Madonna
YanıtlaSilhttp://4.bp.blogspot.com/-QYT1zVgLN0Y/U_HOq0nnmNI/AAAAAAAACJ0/y2PvVKGjSWQ/s1600/nedimeler-velasquez.jpg
Jacob Van Ruisdael – Wijk Bij Duurstede’deki Yel Değirmeni
YanıtlaSilhttp://1.bp.blogspot.com/-fxE21xHFUZs/UAFliGglF0I/AAAAAAAAFSc/9vym-x0BV5w/s1600/IMG_1575.JPG
Meindert Hobbema – Middelharnis’deki Yol
YanıtlaSilhttp://www.istanbulsanatevi.com/wp-content/uploads/2014/12/meindert-hobbema-424-middelharnisdeki-yol-889x667.jpg
Murillo – Kavun Yiyenler
YanıtlaSilhttps://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/f/f9/Bartolom%C3%A9_Esteban_Perez_Murillo_-_Trauben-_und_Melonenesser.jpg
Pieter De Hooch – Anne
YanıtlaSilhttp://www.wga.hu/art/h/hooch/2/25hooch.jpg
Rembrandt – Gece Devriyesi
YanıtlaSilhttp://3.bp.blogspot.com/-az_5HdcGHaw/VI_iGj6QguI/AAAAAAAAC9I/jVippTB-LV8/s1600/109%2BGece%2BDevriyesi%2BThe%2BNight%2BWatch%2B-%2BRembrandt.jpg
Rubens – Masumların Katli
YanıtlaSilhttp://4.bp.blogspot.com/-N3GbozOuGMA/VITIF0eOH2I/AAAAAAAACyY/-HVLqVx2VMg/s1600/085%2BMasumlar%C4%B1n%2BKatli%2BMassacre%2Bof%2Bthe%2BInnocents%2B-%2BRubens.jpg
Barok resim sanatının özellikleri
- Kompozisyon bakımından klasik üsluplu resmin özellikleri bu devrede ortadan kalkmaya başlar.Kompozisyon dağılır. Pramidal ya da üçlü kompozisyon yerini dağınık, diagonal düzenlere bırakır. Kapalı kompozisyon yerini açık kompozisyon alır.
- Resim yüzeyi, mimari yüzeyler gibi parçalanır, ayrıntılaşır.
- Vücut anatomisi küçük adalelere, damarlara kadar gösterilir.
- Dolayısıyla sağlam duruşlu, klasik vücut kuruluşu dağılır ve yerini adeta bir adale yığını alır.
- Klasik üslubun durgun yüz ifadesi, yerini hisli, ıstıraplı ve neşeli tavırlara terkeder. Duruk yüzler ve sade vücut hareketleri yerlerini teatral denilen mübalağalı, hissi duruşlara, yüzlere, mimiklere, el, kol ve vücut hareketlerine bırakır. Figürler, adeta tiyatro sahnesindeymişcesine pozlar takınırlar. Sahte hareketli bir figür topluluğu, süslü saray, ev ve kır atmosferi içinde kompoze edilir.
- Lüks, süs, tantana, ipekli kumaşlar, boya, peruka, dans gibi dünyevi yaşamın fantazi züppeliği, resimlerin konusu olur. Hayvani arzuların hüküm sürdüğü sahneler ortaya çıkar. Günlük ve anlık janr resimleri ilk kez itibar görür.
- Manzara resmi, resim sanatında müstakil olarak kandini ilk kez göstermeye başlar. Bu manzara ifadesi, klasik üsluplu resimlerde görülen hayali ve itibari manzaralara hiç benzemez. Bunlar doğa karşısında etüd edilmiş, figüre fon olmayan, müstakil açık hava resimleridir.
- Resimdeki hacim ifadesi ışık-gölge ile elde edilir. Klasik resmin üniversal ışık anlayışı ortadan kalkar. Mevzi, tek noktadan gelen ışık biçimlendirme de esas olur.
- Klasik resimde görülmeyen etin ten rengi, ifade edilmeye başlanır. Şehvani duyguları belirten resimler ortaya çıkar.
- Hikaye etme düşüncesi ile kompozisyonlar düzenlenir.
- Çizgisel desenle biçimlendirilen klasik devre resminin objesi yanında, barok resim, boyanın resmedilen şeyin maddesini yansıtmasını amaç edinir. Boyanın madde güzelliği keşfedilir. Böylece tarihte ilk kez tuş resminin ortaya çıktığı görülür. Doğa güzelliği yanında resimde ilk kez beliren boya güzelliği, bir sanat değeri olarak kabul edilir.
- Barokun son aşaması olan rokoko ile üslup gelişimi, süsleyici ve sahteci bir resim anlayışı içinde kendini tüketir.
Tarımsal kültürlerin sanat üslupları, bu özellikler ile binlerce yıl devam eder durur. Ama sonunda tarım kültürü ve ekonomisi, yerini başka bir dünya görüşüne, başka bir kültür ve ekonomiye bırakır. Öyle ki, XIX. yüzyılın başından itibaren Parlementer- Bilimsel-Teknoloji çağı diye yeni bir çağ başlar. Artık tarımsal kültürün bütün değerleri iflas eder. Önce saray, sonra din ve kısa zamanda tarımsal kültürle ilgili bütün kurumlar değişir. Askeri taktiklerden aileye ve milli eğitime kadar herşey yerini yeni kurulan dünyaya göre ayarlar. Bu yeni oluşum, insanlığın büyük ölçüde çarpıştığı, birbirini yediği yeni bir dönemi hazırlar. Bilimsel araştırmalar, teknoloji ve parlementer düzen, sanatçıyı da yeni bir ortam içinde bırakır. Sanatçı artık ona görev veren sarayı yanında bulamaz ve yalnız kalır. Böylece sanat ilk kez, din kurumları ve saray dışında sanatçının kendi kişisel görüşlerini yansıtır. Bu yüzdendir ki, biz XIX. yüzyılın başından itibaren kişisel görüşlerin kaynaştığı bir akımlar devrinin açıldığını görüyoruz. Bilimsel Teknoloji Çağının tarımsal kültürlerden ayrı, yeni bir arkaik, klasik ve barok sanatı ortaya çıkar.
arkadaşlar resim linklerini yapamadığım için URL sini aldım.
YanıtlaSil<( Ter Borch – Munster Anlaşmasının Onaylanması )>
YanıtlaSilhttp://www.tarihnotlari.com/wp-content/uploads/2011/12/terborch-m%C3%BCnster-antla%C5%9Fmas%C4%B1n%C4%B1n-onaylanmas%C4%B1.jpg
<( Tiepolo – Palazzo Labia’daki Kleopatra’nın Ziyafeti )>
YanıtlaSilhttp://www.turkcebilgi.com/uploads/media/resim/giovanni_battista_tiepolo_014.jpg
<( Tintorette – Son Akşam Yemeği )>
YanıtlaSilhttp://kilavuzkirpi.com/wp-content/uploads/2015/03/7.jpg
<( Titian – Urbino Venüsü )>
YanıtlaSilhttps://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/b/bb/Tiziano_-_Venere_di_Urbino_-_Google_Art_Project.jpg
<( Valezquez – Yumurta Pişiren Yaşlı Kadın )>
YanıtlaSilhttp://3.bp.blogspot.com/_Y3hm7w-7oD8/TMsJGshbsDI/AAAAAAAAAFU/Iz-m9SgIOlk/s1600/0105vela.jpg
<( Vermeer – İnci Küpeli Kız )>
YanıtlaSilhttp://41.media.tumblr.com/tumblr_lhqj567fVY1qhxnezo1_1280.jpg
Arkadaslar resimleri atamamışsınız ama url'sini kopyalamışsınız en azinda ama yinede url ye basiyom fotograflari goremiyom bu telefondan kaynaklanan biseymi acaba
YanıtlaSilArkadaşlar bu adresten fotoğrafları bulabilirsiniz. URLyi seçtiğinizde adrese girerek ulaşabilirsiniz. Anlayışınız için TEŞEKKÜRLER
YanıtlaSilhttp://aslhanhn146.blogspot.com.tr/2011/05/barok-sanat-akm.html
YanıtlaSilhttp://emlakansiklopedisi.com/wiki/barok-mimari
https://resimbiterken.files.wordpress.com/2014/07/michelangelo_caravaggio_052.jpg
YanıtlaSilhttp://iblog.milliyet.com.tr/imgroot/blogv7/Blog333/2012/05/04/32/361374-3-4-1bed6.jpg
KLASİZM; Rönesans sanat geleneklerine uygun resim yapma anlayışının hakim olduğu bir sanat akımıdır. Perspektif, ölçü, plan, kompozisyon ve ışık-gölge gibi ana kurallara bağlı kalınarak daha çok realist anlamda resim yapma olarak tanımlanabilir. Klasizm; Edebiyatta eski Yunan ve Roma sanatını temel alan tarihselci yaklaşım ve estetik tutumdur. Yeniden doğuş diye adlandırılan Rönesans döneminde gelişmiştir. Klasizmin temel öğeleri kendi içinde soyluluk, akılcılık, uyum, açıklık, sınırlılık, evrensellik, idealizm, denge, ölçülülük, güzellik, görkemliliktir. Yani bir eserin klasik sayılabilmesi için bu özellikleri barındırması gerekmektedir. Kısaca klasik bir eser, bir üslubun en yetkin ve en uyumlu ifadesini bulduğu eserdir. Klasizm temellerini Rönesans aristokrasisinden alır. Klasizm bir bakıma aristokrasinin akımıdır. Bu akımın başlıca temsilcileri; Leonardo da Vinci, Michelangelo Buonarroti ve Raffaello'dur.
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397830.jpg
YanıtlaSilBAROK; 17. yüzyılın başında Avrupa’da yepyeni bir sanat üslubunun doğduğuna tanık olunur. Bu yeni üslup, Rönesans üslubundan ayrı, hatta ona tümüyle karışt bir sanat üslubudur. Sanat tarihçileri, yalnız resim, heykel ve mimarlığı değil, diğer sanat dallarını da kapsayan, temelde Rönesans’tan farklı, yeni bir dünya görüşüne dayanan bu üsluba “Barok Sanat” adını vermişlerdir. Barok sözcüğü, Portekizce “Barucca” sözünden gelir. Portekizce’de garip biçimli, eğri-büğrü incilere verilen bu küçültücü ad, aradan yüzyıl geçtiği halde Rönesans ilkelerine bağlılıkta direnen tutucu kişilerce konulmuştu. Barok döneminde resimler hem duvar, hem de tuval üzerine yapılmaktaydı. Bu akımın en büyük ustaları; Caravaggio, Rubens, Rembrandt ve Valezquez'dir.
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397831.jpg
YanıtlaSilNEOKLASİZM; 18. Yüzyılda, sanatta bir takım yeni gelişmeler kendini göstermiştir. Örneğin sanatçılar için tabiat, aile, aile hayatı, iyilikseverlik gibi çeşitli duyguların sanatçıları ilgilendirmesi ve bu konuların ele alınıp işlenmesi, bu gelişmelerin kayda değer bir bölümüdür. Fransa'da doğan bu anlayış, Sanat Tarihi dilinde "Neo-Klasik Dönem" olarak adlandırılmıştır. Bu dönemde, eski Yunan ve Roma tarzı tekrar canlandırılmıştır. Bu akım özellikle Barok Sanatı'nın aşırı süslemeciliğine duyulan bir tepkidir. Neoklasik resmin teknik özellikleri; ışığın getirdiği etkilerden uzak, perspektif ve derinlik aramayan, arka plana ağırlık veren -keskinleşen- çizgilerdir. Bu akımın en büyük ustası Jacques Louis David'dir.
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397832.jpg
YanıtlaSilREALİZM (19.yy 2. yarısı) 19.yy'lın 2.yarısında buhar makinasının bulunması, endüstriyel gelişmeler, toplumsal sınıfların oluşması ,duygular dünyasından insanı gerçekler dünyasına iter. İşte sanatçılar da bu gelişmelere tepki olarak Realist (gerçekçi) çalışmalara imza atarlar. İşçiler, tarlada çalışanlar, kenar kentler resmin konusu olur.
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397833.JPG
YanıtlaSilEMPRESYONİZM; İzlenimcilik anlamına gelen empresyonizmde sanatçılar dış dünyaya ait olanı; ışığı, renkleri, tepkileri, hüzünleri işlemekte ve yakalanan anlık konuları resmetmektedir. Bu akım ışık ile resim yapma olarak tanımlanmaktadır. İzledikleri temel kaynak güneştir. Konu ışık yansımaları arasında kaybolmuştur. 17. yüzyılda doğan Barok üslup, hayli değişmiş olarak 18. yüzyılda da varlığını sürdürmüştür. Barok sanatın gölge-ışık karşıtlığına dayanan çarpıcı, içe işleyici dramatik etkisi giderek kaybolmuş ve yerini daha yumuşak bir üsluba bırakmıştır. Bu dönemde ressamlar, atelyelerin loş ortamından çıkıp güneş ışığı altında resim yapmışlardır. Bu dönemin en önemli temsilcileri Claude Monet, Auguste Renoir, Vincent van Gogh, Cezzanne, Toulouse Leatrec, Sisley, Camille Pissarro'dur.
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397834.JPG
YanıtlaSilPUANTAİZM (yeni izlenimcilik) Empresyonizme tepki olarak doğmuştur. Empresyonizm'de ışık o denli ön plana çıkmıştır ki, kısır bir döngüye girilmiştir . Biçim, düşünsel içerik, konu önemini kaybetmiştir.Her şey ışıkların altında erimektedir. Puantailistler renge önem verirler, öyle ki rengin değerini kaybetmemesi için renkleri noktalar şeklinde karıştırmadan yan yana kullanırlar . Yeşil elde etmek içim mavi ve sarıyı yanyana kullanmak gibi.
YanıtlaSilPOST EMPRESYONİZM Empresyonizm doğaya bir fotoğraf makinasının objektifinden bakar gibi bakıyordu .O anki ışığı , renkleri yakalamak gerekiyordu. Dolayısıyle hızlı çalışmak gerekiyordu,renkler ön plana çıkmış şekillerde bir belirsizlik başlamıştır. Bu sınırlı kuralların dışına çıkmak isteyen bazı empresyonist sanatçılar doğayı kendi konuları ,yaşam biçimleri içinde anlatmışlardır. Konturlar da renklerle birlikte önem kazandı, parlak, canlı renkler kullanarak gerektiğinde abartmalardan çekinmemişlerdir. Sanatçıların duygu ve iç dünyaları önem kazandı. Bu sanatçıların cesur çalışmaları kendilerinden sonraki bir çok akıma öncülük etti . En önemli temsilcileri: Cezanne, Van Gogh, Gauguin,Tolouse Lautrec. FOVİZM (19.yy sonu 20.yy başı) Fovizm de Empresyonizme tepki olarak doğan sanat akımlarındandır. Saf renklerin coşkuyla kullanıldığı Fovizm kısa bir zaman ( 3 yıl )yaşam bulmasına rahmen kendinden sonraki sanatlara ilham kaynağı olmuştur. Fovizmde renklerin işlevi duyguyu anlatmaktır. Renk zenginliği bir kaç renk ile sınırlıdır. Tüpten çıkmış saf boyaların doğrudan kullanıldığı bir sanat akımıdır. Üç boyutlu mekan anlayışı ortadan kalkar, doğayı resmederken geleneksel mekan anlayışına karşı çıkarlar. Dışavurumcu bir çizgileri vardır.
YanıtlaSilKÜBİZM; Kübizm, 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Kübizm'de nesneler parçalanıp, ayrıştırılır ve tekrar düzenlenir. Sanatçı objeyi tek noktadan bakarak resmetmek yerine, pek çok noktadan bakarak objeyi daha geniş bir baglamda gözler önüne serer. Genelde yüzeyler, hiçbir tutarlı derinlik duygusu gözetmeden, görünüşte rastgele köşelerde kesişir. Arka fon ve figür, kübizmin karakteristik özelliklerinden olan belirsiz, sığ alanı yaratabilmek için birbirinin içine işlemiş olarak yer alır. Kübizm, Pablo Picasso ve Georges Braque tarafından 1907 yılında başlatılmıştır. Picasso ve Braque, fovistlerden(fovizm), Afrika heykelinden, ressam Paul Cezanne ve Georges Seurat’tan etkilenmiştir. Kübizm, 1910 yıllarında iyice yaygınlaşmıştır.
SÜRREALİZM; Sürrealizm (Gerçeküstücülük), 20. yy.’ın başlarında Avrupa’da ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Şair ve ressamlar I. Dünya Savaşı’nın yol açtığı yıkım karşısında, dehşete kapılmış, akılcı tutuma karşı tavır alarak, bilinç dışının düşsel dünyasına yönelmeye başlamışlardı. 1924’te yayımladıkları Gerçeküstücülük Bildirgesi’nde düşüncenin aklın denetimi olmadan ve ahlâk gibi engelleri hiçe sayarak, ortaya konmasını savundular. Yapıtlarında nesneleri alışılmamış biçimlerde betimleyen Gerçeküstücü sanatçılar, çoğunlukla düşlerin gizli dünyasını dile getirmeye çalıştılar. Bazen de nesneleri kendi doğal ortamlarından çıkartarak şaşırtıcı, düşsel bir ortama taşıdılar. Gerçeküstücülük Akımı’nın Belçika’daki en önemli temsilcisi olan René Magritte (1898-1967) akıl ile akıl dışı arasındaki çizgiyi yok eden resimler yaptı. Bacakları kadın, üstü balık bir denizkızı; kartal tepeli bir buzul, eğik Pizza Kulesi’ni destekleyen bir kuş tüyü çarpıcı tablolarında yer alan ilgi çekici görüntülerdendir. 1920’den başlayarak, Gerçeküstücülerle ilişki kuran İspanyol ressamı Ruan Miro (1893-1983) beklenmedik biçimler ve renkler kullandı. Resimlerinde yer alan kadın, kuş, yıldız gibi kendine özgü biçimlerdeki motiflerle düşsel görüntüler yarattı. Bu büyülü motiflerle çocuksu bir dünya kurdu. Gerçeküstücülük Akımı’yla neredeyse özdeşleşen, Salvador Dali’nin (1904-1989) anılarından ve düşlerinden esinlenerek yaptığı resimlerinde eriyip akan saatler, gövdesinde çekmeceler taşıyan insanlar, boşlukta uçan eşyalar yer alır.
YanıtlaSilEKSPRESYONİZM; Ekspresyonizm, (Dışavurumculuk) 20. yüzyılın ilk yıllarında, izlenimciliğe tepki olarak doğan bir sanat akımıdır. Romantizmin bir başka şekli olan anlatımcılık, dış dünyanın İnsan üzerindeki etkisini belirtmeyi bir yana bırakır, gerçekçi görüşün yerine, sanatçının kendine özgü görüşü üzerinde durur. 1900-1935 yılları arasında gelişen akım doğayı ve toplumu nesnel bir bakış açısıyla betimlemeye karşı çıkarak, öznel ya da içsel gerçeğin yansıtılmasını savunmuştur. Özellikle Almanya'da sanat dallarının hepsinde etkili olan akım hem sanatta, hem de toplumda kabul edilmiş biçim ve geleneklere bir başkaldırı niteliği taşımaktadır. Ekspresyonistler ordu, okul, ataerkil aile ve imparatorluk gibi kurumların yerleşik otoritesine karşı çıkarak, toplum dışına itilmiş yoksulların, ezilmişlerin, akıl hastalarının, sokak kadınlarının ve eziyet edilen gençlerin yanında yer almışlardır. Akım, özellikle yaratıcı, yetenekli sanatçılara yeni bir düzenin ve yeni bir insanın yaratılmasında öncülük yapma gibi ince bir görev yüklemiştir. Eski dönemlere ait sanat ürünlerinde, nahif ve ilkel sanatta ve çocuk resimlerinde ilk belirtileri görülen, dışavurumculuk; en yetkin ve güçlü anlatıma görsel sanatlarda kavuşmuştur. Çizgi ve renk doğadan bağımsız kılınarak duygusal tepkileri yansıtmak amacıyla olabildiğince özgür bir biçimde kullanılmıştır. Kalın boya hamuru, yoğun renk, karşıt değerler ve biçimleri bozma (deformasyon) dışavurumculuğun en tipik özellikleridir. Vincent van Gogh'un resimle birlikte duygularını da anlatması nedeniyle bu hareketin öncüsü kabul edilir.
SEMBOLİZM; Edebiyetta gerçekçiliğin, resimde Empresyonizmin aşırı gitmelerine bir tepki olarak her iki alanda da 1880'li yıllarda, edinilen intibaların, sanatçıdaki düşünce ve görüşün tabiattan alınmış sembollerle dışa vurulması diyebileceğimiz bir akım başladı. Bu akıma o dönemde "Sembolizm" denildi. Sembolizmin öncülerinden Paul Gauguin'in bir hayranı olan eleştirmen Albert Aurier, yazdığı bir makalede Sembolizmi şöyle anlatmıştır; "Sanat eserlerinin amacı madem ki bir fikri ifade etmektir, o halde bir eser fikirci olmalıdır. İnsanları düşündürmelidir. Madem ki az çok herkesin anlayacağı bir biçim içinde ifadesini bulacaktır, o halde terkipçi olmalıdır. Düşünceyi, fikri, bir biçim altında dışarı vurduğuana göre semboller kullanılıyor demektir. Subjektiftir. Çünkü nesne, nesne olarak değil, sanatçıda uyandırdığı fikir olarak mevcuttur."
DADAİZM Birinci dünya savaşının yıkıcı etkisi sanatta bu akımla kendini göstermiştir. Amaçları parçalayarak, aykırı şeyler yaparak tepkilerini göstermektir (Duchamp )
YanıtlaSilEKSPRESYONİZM; Ekspresyonizm, (Dışavurumculuk) 20. yüzyılın ilk yıllarında, izlenimciliğe tepki olarak doğan bir sanat akımıdır. Romantizmin bir başka şekli olan anlatımcılık, dış dünyanın İnsan üzerindeki etkisini belirtmeyi bir yana bırakır, gerçekçi görüşün yerine, sanatçının kendine özgü görüşü üzerinde durur. 1900-1935 yılları arasında gelişen akım doğayı ve toplumu nesnel bir bakış açısıyla betimlemeye karşı çıkarak, öznel ya da içsel gerçeğin yansıtılmasını savunmuştur. Özellikle Almanya'da sanat dallarının hepsinde etkili olan akım hem sanatta, hem de toplumda kabul edilmiş biçim ve geleneklere bir başkaldırı niteliği taşımaktadır. Ekspresyonistler ordu, okul, ataerkil aile ve imparatorluk gibi kurumların yerleşik otoritesine karşı çıkarak, toplum dışına itilmiş yoksulların, ezilmişlerin, akıl hastalarının, sokak kadınlarının ve eziyet edilen gençlerin yanında yer almışlardır. Akım, özellikle yaratıcı, yetenekli sanatçılara yeni bir düzenin ve yeni bir insanın yaratılmasında öncülük yapma gibi ince bir görev yüklemiştir. Eski dönemlere ait sanat ürünlerinde, nahif ve ilkel sanatta ve çocuk resimlerinde ilk belirtileri görülen, dışavurumculuk; en yetkin ve güçlü anlatıma görsel sanatlarda kavuşmuştur. Çizgi ve renk doğadan bağımsız kılınarak duygusal tepkileri yansıtmak amacıyla olabildiğince özgür bir biçimde kullanılmıştır. Kalın boya hamuru, yoğun renk, karşıt değerler ve biçimleri bozma (deformasyon) dışavurumculuğun en tipik özellikleridir. Vincent van Gogh'un resimle birlikte duygularını da anlatması nedeniyle bu hareketin öncüsü kabul edilir.
SEMBOLİZM; Edebiyetta gerçekçiliğin, resimde Empresyonizmin aşırı gitmelerine bir tepki olarak her iki alanda da 1880'li yıllarda, edinilen intibaların, sanatçıdaki düşünce ve görüşün tabiattan alınmış sembollerle dışa vurulması diyebileceğimiz bir akım başladı. Bu akıma o dönemde "Sembolizm" denildi. Sembolizmin öncülerinden Paul Gauguin'in bir hayranı olan eleştirmen Albert Aurier, yazdığı bir makalede Sembolizmi şöyle anlatmıştır; "Sanat eserlerinin amacı madem ki bir fikri ifade etmektir, o halde bir eser fikirci olmalıdır. İnsanları düşündürmelidir. Madem ki az çok herkesin anlayacağı bir biçim içinde ifadesini bulacaktır, o halde terkipçi olmalıdır. Düşünceyi, fikri, bir biçim altında dışarı vurduğuana göre semboller kullanılıyor demektir. Subjektiftir. Çünkü nesne, nesne olarak değil, sanatçıda uyandırdığı fikir olarak mevcuttur."
DADAİZM Birinci dünya savaşının yıkıcı etkisi sanatta bu akımla kendini göstermiştir. Amaçları parçalayarak, aykırı şeyler yaparak tepkilerini göstermektir (Duchamp )
FOVİZM; Avrupa Sanatı’nın yirminci yüzyıldaki ilk büyük avangard sanat hareketi olan Fovizm , çoşkulu, doğalcılıkla ilgisi olmayan, keskin bir biçimde canlı renklerin kullanıldığı tablolarla karakterizedir. Tarzları esasen expresyonisttir ve genellikle çalışmalarında formları bozulmuş manzaralar belirleyici rol üstlenir. Fovistler, toplu olarak ilk sergilerini 1905’te Paris’te açtılar. İsimlerini, sergide bir eleştirmenin rönesansa gönderme yaparak, alaycı bir şekilde ‘'Donatello au milieu des fauves!'(Donatello vahşi canavarların arasında)diye bağırmasıyla buldular. Fauves(Fransızca,vahşi canavarlar) ismi tutuldu ve sanatçıların kendileri tarafından memnuniyetle kabul edildi. Bu başlık, sanatçıların kullandıkları keskin, aşındırıcı ve cesur renklerden ötürü uygundu. Fovizm, geleneksel resim ve heykel kuramlarını reddetti ve modern kavramlara, özellikle de makinelere ve harekete odaklandı. Cesur renk seçimleriyle sınırları zorlayan Paul Gauguin ve Vincent Van Gogh’un son dönem empresyonist çalışmalarından etkilenen Fovistler, bu etkilenmeyi bir adım ileriye taşıyarak çalışmalarında basitleştirilmiş desenlere de yer verdiler. Fovist hereketin gelişimini post-empresyonizm ve pointilizm etkiledi. Fovistlerin çalışmalarının çıkış noktası primitif sanat olmasına ve kısa sürmesine rağmen, Expresyonistlerin gelişiminde derin bir etki yarattılar. Fovist hareketin odak noktası,doğalcılıkla ilgisiz canlı renklerdir. Amaçları, renk seçimlerinin ışığında duyguların ifadesiydi. Ressam Gustave Moreau, öğrencilerini kalıpların dışındakini düşünmeye;bu düşüncelerini takip etmeye iten ve hareketin esin kaynağı olan profesördür. Hareketin liderleri arasında kabul edilen Henri Matisse ve Andre Derain, Moreau’nun önemli öğrencilerindendir. Fovist harekette zamanla daha öne çıkan Matisse, haz için sanat yaratmak istediğini ve sanatı bir dekorasyon ögesi olarak amaçladığını söylemiştir;bundan dolayı da aydınlık renkleri kullanması esasında çalışmalarındaki kompozisyonun huzurunu koruma çabası olarak anlaşılmalıdır. Fovizm 1908 yılında fovistlerin farklı hareketlere özellikle de kubizme geçmesiyle sonlanmıştır.
YanıtlaSilFÜTÜRİZM; 1910 yılından itibaren İtalyan ressamları, Carlo Carrà, Boccioni, Luigi Russolo ve sonra da Giacomo Balla, Gino Severini, Milano'da Marinetti ile buluşarak, XVIII. yüzyıldan o güne kadara durgunluk içinde bulunan İtalyan sanatının durumunu inceledikten sonra onu daha dinamik bir akım yoluyla canlandırmak ve bu suretle batı dünyası içinde kaybetmiş olduğu sanat ve fikir itibarını çağdaş espriye ulaştırmak suretiyle yeniden kazandırmak yolundaki düşüncelerini "Fütürist ressamlar" bildirisiyle genç sanatçılara duyurmayı kararlaştırmışlardır (1910) Fütürizmin doğuşu, kübizmin yayılmaya başladığı yıllara rastlar. Fütüristler, kübistlerin araştırmalarından faydalanmakla birlikte, resim alanında yeni buluşlara gitmişler ve dikkate değer eserler arasında o zaman başlıca fütürist ressamlar tarafından yapılmış eşzamanlık anlayışı içinde kübist tarza giden kompozisyonlar yer almıştır. Boccioni'nin "Elastiklik", Severini'nin "Uzayda Küre Şeklinde Genişleme" tabloları bunlar arasındadır. Dünden esaslı surette ayrılmış, bugünü geçerek geleceği, onun dinamik varlığına ulaşmayı amaç edinmiş olan Fütürizm, plastik durgunluktan (statik teknik) bir başka duruma geçişi (dinamik teknik) sembolleştirmiştir. Çoğunlukla hareketli konular seçilmiş, dansözler, karnaval sahneleri, fabrika, motor, son hızla giden otomobil, uçak, mekanik araçlar gibi boşluk içinde yer değiştiren, değişen temalar üstün tutulmuştur. 1914 - 1918 Dünya Harbi ile Fütürizm hızını kaybetmiş, fakat Marinetti prensiplerinden geri dönmemiştir. Empresiyonizm, fovizm, kübizm bazı sanat eleştirmenlerince bu sanat hareketlerine alaycı anlamda ve benzetmelerle verilen adlardı, Oysa fütürizm bir grup İtalyan sanatçısının filozofik, politik ve artistik ilkelere ve kavramlara göre oluşturdukları, niteliği ve amacı belli bir sanat hareketidir. Marinetti'nin manifestosundan bir yıl sonra, 1910 yılında resim sanatçıları Umberto Boccioni, Carlo Carrà, Luigi Russolo, Gino Severini, Giacome Balla Milano'da resim sanatı ile ilgili manifestolarını; Boccioni 1912'de fütürist heykeltıraşlık, Marinetti ve mimar Sant'Elia ile ortaklaşa, fütürist mimarlık manifestosunu yayınlamışlardır. Resim sanatçılarının manifestosunda, özetle, şu ilkelere yer verilmiştir: • Her türlü taklit formları hor görülmeli, özgün formlar yansıtılmalıdır. • Ahenk ve güzel duygular hegemonyasına son verilmelidir. Rembrand'ın, Goya ve Rodin'in eserleri kolaylıkla yıkılabilir. • Sanat eleştirisi yararsız ve zararlıdır. • Bütün eski sanat konuları terk edilmeli, onların yerine gurur ve hızla dolu yaşam ifade olunmalıdır. • Yenilikçileri sindirmek için kullanılan deli sıfatı bir şeref unvanı sayılmalıdır. • Hareket ve ışık maddeyi eritmelidir.
YanıtlaSilMETAFİZİK RESİM 20.yylın başlarında Fütürizm'e tepki olarak doğdu. İçinde insanın olmadığı,değişik nesnelerin resmin içinde olduğu bir mekan vardır. Mitolojik dünyaya bir özlem vardır, Yalnızlık ve durgunluk hakimdir. Doğanın ötesinde bir düş dünyası konu alınır.
YanıtlaSilKONSTRUKTIVIZM 20. y.y. ikinci on yillik suresi icinde aktif olan onemli bir sanat hareketidir. Hareket rusyada dogmus ve 1917 devrimini muteakiben etkinlik gostermistir. Yeni dogan bu dunya duzeni icerisinde sanatcinin bir muhendis ve bir bilim adami oldugunu kabul eden bu harekete bagli sanatcilar yeni kurulmakta olan bir duzenin yeni kurallara ihtiyac duyduguna inanmaktadir. Burjuva on yargilarina siddetle kersi cikan konstruktivistler sanat icin sanat fikri ve gercegin yorumu ve tasviri anlayisinada tepki gostermektedirler Materyalist tavri yeni bilimsel ve materyal bicimlerde belirlemeye calisarak toplumsal olarak faydali ve kullanilabilir seylerin yeni bicimlerin kaynagi oldugunu kabul ederlerdi. Toplumu ve sanati butunlestirme cabasinda makine ve insan bilinci zamanlarini yansitacak gucte olup 20. y.y. in degisen sartlarina uygun bir estetik yaratmak istiyorlardi. En onemli sanatcilari endustriyel desen, ahsap, metal ve seramikle birlikte film ve tiyatro ile ugrasan Vladimir Tatlin, tipografi, poster, fotograf ve film ile ugrasan Alexander Rodchenko mimari ve ic dekorasyonla ugrasan El Lissitzky ve insan duygularini sekillendiren psikolojik fenomen ve ic fenomenlere egilen Naum Gabo olmustur. Sanat tarihi icerisinde bu akima bagli olarak sekillenen en ilginc eser bir proje olarak kalan 3.Enternasyonale anitidir. Gelecege donuk eser olarakta unlenen bu eser uzay cagi dinanizmine uygun bir dusuncenin urunu olup masif bir spiral olarak teskilatlandirilmisti. icinde bir silindir, bir kup, bir kure asili olup, cesitli mimari mahalleri ihtiva edecekti.Bugun ayakta kalan en onemli konstruktivist eser ise moskovadak, Leninin mozolesidir. Vladimir Tatlin(1885-1953) Alexander Rodchenko(1891-1977) El Lissitzky(1890-1941) Naum Gabo(1890-1977) Vladimir Tatlin, Marinaio Tablosu - 1911
SUPREMATIZM 1913 de bir tavir olarak Rusya'da dogan akim; cagin mekanik dogasina uygun bir karaktere sahiptir. Doga goruntulerinin taklitini reddederek, geometrik formlarin temelini teskil ettigi bir ifadeselligi yeglemekteydi. Geleneksellesmis anlatim bicimlerini reddederek, yeni gercekleri yakalmaya calisiyordu. bu geometrize gercekler doganin kaosu icerisinde insanin yucelisini sembolize eden temel elemanlar olarak dogal olgular icinde bulunmayan goruntulerle uygulandi. Temel geometrik eleman kareydi. Konstruktivistler gibi sanatin faydaciligi savunmalarina ragmen onlardan ayrilan ferdiyetci bir tavri benimsemislerdi. sanatcinin muhendis ve bilim adami olmasi fikrine karsi cikarak, hur bir sanatci tipi olusturmayi hedeflediler. Sanat eserinin bilinc alti zihnin tezahuru oldugunu savunarak, insan yapisi meteryal ozunu degil, ama evrenin aciklanamaz bilinmezligini ifade icin bir arzu oldugunu ilke edinmislerdi. ALMAN DIŞA VURUMCULUĞU Sanatsal ve düşünsel açıdan kendine özgü yanları olan bir akımdır. Başkaldırma, suçlama barındırır. Renkler geniş yüzeyler halinde uygulanır, ince fırça vuruşları kaybolur. Biçimler bozularak ruhsal durumun anlatımında kullanılır. Temsilcileri; Kirchner, Emil Nolde, Kandinsky, Franz March, Oskar Kokoschka
ABSTRE EKSPRESYONIZM Ekspresyonizmin uzantisi olarak 1940 yillarin sonunda dogan bu akim 1950 yillari icinde gelismis olup, 1960 ve 1970 yillarinda etkisini yogun bir bicimde gostermistir. Dogmatik olmaktan cok arastirmaci bir tutum sergileyan bu hareketin metafizik sanrilara duydugu alaka belirgindir. bilnc ve bilincsizlik arasindaki karsitliga onem vererek derin seviyelere inmeyi hedeflemislerdir. zitliklarin butunlugu icinde otomatik yaratima onem vermesi surrealist akimlardan aldigi etkilerle baglantilidir. Bu akim icindeki sanatcilarin ilgi odagi junf felsefesidir. Arketipler ve bunlarin uretilmesi onem tasir. Soyut bir uretimin egemen oldugu bu akimda dogaclamaya onem veren sanatcilar ic birikimin tumuyle disa vurumuna agirlik vermislerdir. Derinligi olmayan yeni mekanlarda kurulan sanat eserleri seyirci icin ima edilen bir ozumseme ortami yaratmayi hedefleyerek bosluk icinde sartlanmisliktan onu kurtarmayi hedeflemektedirler.. Jean Dubuffet(1901-1985) Francis Bacon(1909-1992) Arshile Gorky(1905-1948) Willem De Kooning(1904-) Franz Kline(1910-1962) Philip Guston(1913-1980) Franz Kline, Henry H II tablosu - 1959-60 KINETIC ART Hareketin tasviri anlayisindan yola cikarak ortaya cikan bu harekete konstruktivizmin etkisi buyuk olmustur. Eserleri hareketin kendisiyle degil hareket etkisi yapmasiyla ilgilidir. kinetic sanat icin ozgun etki eserin karsisinda hareket eden seyirciden kaynaklanmaktadir. Seyirciler eseri elleyebilecegi gibi onu harekette ettirebilir. Gelecege yonelik tavri ile futurizmdende etkilenen bu akim farkli olan hareketi bicimsel bir sekilde degil de bizzat hareketli bir nesne biciminde ifade etmesidir. 1950 yillarinda gelisim gosteren bu sanat akimi dort tip olarak ele alinir 1. gercekten hareketli 2. izleyicinin hareketiyle hareketlenen 3. isik yansimasi yapanlar 4. izleyenin katilimini gerektirenler. Naum Gabo(1890-1977) Alexander Calder(1898-1976) Josef Albers(1888-1976)
YanıtlaSilROKOKO Barok stilinden sonra sanat akımlarına verilen addır. XVII.nci yüzyılın ortalarına doğru Barok stilinde kullanılan doğru çizgilerden meydana getirilen süslemeye karşı tepki olarak doğmuş olan barok stilin hatları gibi eğri büğrü çizgili motiflerden ibaret olup Baroktan daha ince ve şekillerin kıvrımları daha zarif bir stildir. Barok stiline karşı tepki olarak klastik stilin yeniden ortaya çıkmasından sonra Rokoko deyimi modası geçmiş şey anlamına kullanılmıştır. 13.'cü yüzyılda kalın malzeme inceltilmek suretiyle levhalar haline gelmiştir.İnceltilmiş olan demir malzeme Rokoko stilinde yapılmış süslü işlerde kullanılmıştırBu stilde malzemeyi şekillendirmede kullanılan takım izleri açık olarak bellidir.Uç kısımları boncuk baskı ile izlenerek sonradan kısaçla içe veye dışa doğru bükülmüştür.Yarmalar dövülerek,bitki yapraklarını stilize edecek şekilde yapılmıştır.Dövülerek inceltilen kesit değişmeleri bazı yerlerde geometrik şekiller meydana gelecek şekilde delinmiştir.İnceltilmiş olan kesit kurşun üzerinde bombe başlı çekiç ile çukurlaştırılarak diğer yüzde kabarıklar elde edilir. Bel (gövde)genellikle kare veya lama (dikdörtgen)gereçten yapılır.Rokoko stilinde yapılmış işlerde, sanatçı motifin her yerini en iyi işleme gayretini göstermiştir.Rokoko stilinde çerçeve kullanılmaz.Serbeslik esası konuya hakimse de simetrik konum çıkılmamıştır.
http://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397836.JPG
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397837.JPG
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397838.JPG
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397839.JPG
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397840.jpg
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397841.JPG
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397850.JPG
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397851.JPG
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397852.JPG
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397852.JPG
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397865.JPG
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397866.jpg
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397867.JPG
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397868.JPG
YanıtlaSilhttp://i.onbesyirmibes.org/image/2014/03/25/397869.JPG
YanıtlaSilGUZEL OLMUŞ
YanıtlaSil